Ahmet Büke Sözleri

Herkes bilir ki savaş biter, herkes bilir ki iyi çocuklar mağluptur, herkes bilir ki kavga değişmez.
Fakir fakirdir, zengin daha da zengin, bu böyle sürer gider.
Herkes bunu bilir. Ahmet Büke

Bak huzur istiyorum ben!
Şu sıçtığımın şehrinde kafamı dinlediğim tek yer burası.

Annelerin acısını bilse insan; yani etinde bir saniye hissetse, kimse kimsenin canını yakamaz.

Öykücü öyküsünde ölür, anlattıkları kalır.

Evimiz sır küpümüz değil midir?
Açlığımızı ve suçlarımızı oraya gömeriz.
Kabarıp taşana kadar mayalanırlar orada.

Yara yaraya benzedikçe kabuk tutar.
O zaman insan insana iyi gelir.

Evler insanların kalesidir. Sanılanın aksine demir ve çimentodan yapılmazlar.
Her evin kendine özgü kokusundan dokunmuş zırhı vardır.
İç içe geçmiş dikenli pullardan oluşan bu engelin ardında yumuşak doku başlar.

Kediler asla birbirine benzemez!

Trenler olmasaydı bu kadar yalnız kalmazdım.
Kalbimi ve anıları mı bıçak yarası gibi ayırmasaydı raylar, sabahları daha sessiz uyanabilirdim.

Mavi inatçıdır, aynı bahar gibi. İkisi de dövüşerek gelir ve gider.

Uykuya erişmek ne büyük zafer!

Doğduğun yer artık yoksa öleceğin yer de seni kabul etmiyor, bunu belledik.

Herkes girmiş. Her şeyi sığdırmışlar. Bir annemi almamış dünya.

Düşülen notlar ölenle ölmez.

Her gün bir öncesinin tekrar gibi akan hayat aslında göründüğü gibi değildir.

Bir adamın duruşuna değil bakışlarına inan.

Tesadüfi bir yalnızlıktı bizimkisi.

Vapurlar hüzünlü olmaz. İçindekiler hüzünlü olur.
Ya da içlerinden birisi o kadar ağır bakar ki hayata, keder ağır bir bulut gibi kendini ortaya koyar.

Zulüm kimsenin yanına kalmaz.

Saçlarının düştüğü omuzlardan hiç bahsetmeyeyim, zira yerin kulağı vardır.

Hayat, kenarlarından eskir.

Herkesin bir sırrı vardır işte bu hayatta; hatta bazen kendisi bile bilmez bunu.
Günün birinde öğrenir. Ya da bilmeden ölür gider.

Geceyi seven adamlar hemen vazgeçmezler bu dünyadan.

Sana sarılınca dünyayı unutuyorum.

Buzdolabı. İnsanlık için büyük adım. Ortalık cehennem gibi yanarken, evin köşesinde, hadi mutfağın en mühim noktasında diyelim, içi üşüyen bir varlık.
Üstelik kapağı açılmadan bu sırrını kimseye vermiyor.

İyi olan her şey yeniden size dönebiliyor bu hayatta.

Hayatta bir başına kalınmaz. Dayak yer adam.
Aç kalır, beceremez bir şeyi babasız. İnsanın babası ölür mü hiç!

İnsan hayata dayanmakla da meşhurdur. Böyle olmasa bugünü görmek mümkün olmazdı.
Ha, bu iyi bir şey mi? Onu bilmiyorum. Ama içimizde bir yaşamak kurdu var işte.

Pamuk helva gibi eriyor zaman.

Korkarsan deli gibi sarılırsın hayata. Kaybetmemek için daha çok seversin.
Sevdikçe için ona geçer. Lehimler seni hayat.

Suçluluk dünyanın en ağır prangası olmalı. Boyundan ayak bileklerine bağlı görünmez bir zinciri var onun. Yaşarken atılan her adım onun paslı dişlerine takılıyor.
Ağır ağır yırtıyor teni. Yeşil bir salya akıyor ondan. Zehirli ve çürümüş et kokuyor.

Facebook Twitter instagram Google+ Pinterest Youtube
Hesaplarımızdan Takip Ederek Bize Destek Olunuz
Yorumlar