En Güzel Dini Sözler

En Güzel Dini Sözler Ve Mesajlar

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“...Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bu İslam davam uğruna başım vücudumdan ayrılıncaya kadar Kureyş’lilerle (müşriklerle) savaşacağım!..”

Buhari 6/2559, Ebu Davud 2765

…Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz! Allah’tan afiyet isteyiniz! Ancak düşmanla karşılaştığınız vakit sabrediniz! Bilin ki, cennet kılıçların gölgesi altındadır!..”

Buhari 2772, 2820, Müslim 1742/20

Şeyhü’l-İslam İbni Teymiyye (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:

“Şeriatten yüz çeviren, silah ile yola getirilir! Çünkü din, iki esas ile ayakta durur; Kitap ve Kılıç! Kitap yol gösterir. Kılıç ise zafer kazandırır.”

Fetâvâ

Bizim gayemiz, ilim öğrenmek ve bu öğrendiğimiz ilim ile insanları Allah’ın Dinine davet etmek ve birde yeryüzünde Allah’ın Dininin hakim olması ve Allah’ın Hükümleri ile hükmeden bir Şeriat Devletinin kurulması için Cihad etmektir! Bununla beraber insanlara iyiliği emredip kötülüğü yasakladığımız halde kendimiz bunları yapmazsak aşağıdaki Ayetler ve Sahih Hadisler ile amel etmemiş oluruz ki; bundan da Allah’a sığınırız!

(1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

أَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ أَنْفُسَكُمْ وَأَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
“Siz Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?”

Bakara 44

(2) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kıyamet günü bir adam getirilir ve ateşin içine atılır! Ateşin içinde bağırsakları dışarıya dökülür. Bu sebeple o kimse bağırsaklarının etrafında eşeğin değirmen etrafında döndüğü gibi döner.

Bunun üzerine ateş ahalisi onun etrafına toplanırlar ve:

−Ey falan! Senin bu halin nedir? sana ne oldu? derler. Sen bize iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklar değil miydin? derler.

O kimse:

−Evet, ben size iyiliği emrederdim ancak onu kendim yapmazdım! Ben size kötülüğü yasaklardım ve onu kendim yapardım! diye karşılık verir.”

Ahmed bin Hanbel Müsned 21843, Buhari 3065, Müslim 2989/51, Albânî Sahihu’l-Cami 8022

(3) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk olsun! İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”

Âl-i İmran 104

(4) Allah-u Teâlâ yine şöyle buyuruyor:

كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللهِ
“Siz, insanlar için çıkartılmış en hayırlı ümmetsiniz! İyiliği emreder, kötülüğü men edersiniz ve Allah’a iman edersiniz...”

Âl-i İmran 110

(5) Allah-u Teâlâ başka bir ayette şöyle buyuruyor:

وَالْعَصْرِ إِنَّ الْإِنْسَانَ لَفِي خُسْرٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
“Asr’a andolsun ki, insan hüsrandadır! Ancak iman edip salih amel yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesnadır.”

Asr 1, 2, 3

(6) Allah-u Teâlâ başka bir ayette de şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللهَ إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللهَ فَأَنْسَاهُمْ أَنْفُسَهُمْ أُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ لَا يَسْتَوِي أَصْحَابُ النَّارِ وَأَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَائِزُونَ
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun! Herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın! Allah’tan korkun! Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Allah’ı unuttukları için, Allah’ın da kendilerini, unutturduğu kimseler gibi de olmayın! İşte onlar fasıkların ta kendileridir! Cehennemlikler ile cennetlikler bir olmaz! Cennetlikler, muradlarına erenlerin ta kendileridir.”

Haşr 18, 20

(7) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
“Ey iman edenler! Sabredin! (Düşman karşısında) sebat gösterin! Allah’ın yolunda aralıksız cihad ederek nöbet tutun! Ve Allah’tan korkun ki, kurtuluşa erebilesiniz.”

Âl-i İmran 200

(8) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

إِنَّ اللهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنْفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِي التَّوْرَاةِ وَالْإِنْجِيلِ وَالْقُرْآنِ وَمَنْ أَوْفَى بِعَهْدِهِ مِنَ اللهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذِي بَايَعْتُمْ بِهِ وَذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
“Kuşkusuz ki Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığı cennet olmak üzere satın almıştır. Onlar, Allah’ın yolunda savaşırlar; öldürürler ve öldürülürler. Bu (söz) Tevrat’da, İncil’de ve Kur’an’da Allah’ın kendi üzerine aldığı hak bir vaaddir. Kim Allah’tan daha çok ahdini yerine getirebilir? Öyleyse Allah ile yaptığınız alış-verişe sevinin. En büyük kurtuluş işte budur.”

Tevbe 111

(9) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

قُلْ إِنْ كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُمْ مِّنَ اللهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُوا حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabalarınız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Rasulünden ve O’nun yolunda CİHAD etmekten daha sevgili ise o halde, Allah emrini getirinceye kadar gözetleyin! Allah fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez!”

Tevbe 24

(10) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

أَمْ حَسِبْتُمْ أَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللهُ الَّذِينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ
“Yoksa siz, Allah, içinizden CİHAD edenlerle sabredenleri belli etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?”

Âl-i İmran 142

(11) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Sizden kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin! Eğer ona gücü yetmezse diliyle onu değiştirsin! Eğer ona da gücü yetmezse kalbiyle değiştirsin! Bu ise imanın en zayıfıdır!”

Müslim 49/78

(12) Huzeyfe bin el-Yeman (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarsınız! Ya da Allah Kendi indinden bir azap gönderir ki, sonra o azabı kaldırması için Allah’a dua edersiniz de size icabet olunmaz!..”

Ahmed bin Hanbel Müsned 5/388, Tirmizi 2259, Begavi 4154, Albânî Sahihu’l-Cami’ 7070

(13) Selman (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Yaşayanların amelinden üç tanesi ölülerin lehine ecir olarak devam eder:

1) Arkasından kendisine dua eden salih bir nesil bırakan kimse. Onların duası o kimseye ecir olarak yazılır.

2) Faydası devamlı olan bir sadaka yapan kimse. Bu şahsın sadakası onun faydası devam ettiği müddetçe ölümünden sonra kendisine ecir olarak yazılmaya devam eder.

3) İlim öğreten kimsenin ecri de o ilimle amel edildiği sürece amel edenlerin ecrinden bir şey noksanlaşmaksızın o kimseye yazılmaya devam eder.”

Tabarani Mucemu’l-Kebir 6181, Albânî Sahihu’l-Cami’ 888

(14) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kendi nefsini unutarak insanlara hayır öğreten âlimin örneği, insanları aydınlatmak için yanan kandil gibidir.”

Tabarani Mucemu’l-Kebir 1681, Albânî Sahihu’l-Cami 5837

(15)  Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hak üzere savaşarak (cihad ederek) muzaffer olmakta devam edecektir. Nihayet Meryem’in oğlu İsa aleyhisselam (yeryüzüne) iner ve Müslümanların emiri (Mehdi aleyhisselam) ona:

−Gel bize namaz kıldır, der.

Bunun üzerine İsa aleyhisselam:

−Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğerleriniz üzerine emirlersiniz, buyurur.”

Ahmed bin Hanbel Müsned 14726, 15129, Müslim 1856/71, 1923/173, Ebu Davud 2484, Hâkim 4/480, Albani Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1959

(16) Ubade bin es-Samit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Allah’ın yolunda cihad ediniz! Kuşkusuz ki Allah’ın yolunda cihad, cennet kapılarından bir kapıdır. Allah Tebâreke ve Teâlâ cihad sebebiyle üzüntü ve hüzünden kurtarır.”

Ahmed bin Hanbel Müsned, Taberani Mucemu’l-Kebir, Taberani Mucemu’l-Evsad, Hakim, Tergib ve Terhib 3/179

(17) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Müşriklerle, mallarınızla, ellerinizle, canlarınızla ve dillerinizle cihad edin!”

Ebu Davud 2504, Nesei 3082, Darimi 5/258, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/1245, İbni Hibban, Hakim Müstedrek 2/81

(18) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Savaşmadan ve kendi kendine savaşma isteği ile konuşmadan yani, savaşa niyet etmeden ölen kimse münafıklıktan bir şube üzere ölür!”

Müslim 1910/158 Ebu Davud 2502, Nesei 3083, Beyhaki 9/169, Hâkim Müstedrek 2/77

(19) Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kim, savaşa gitmez veya bir gaziyi techiz etmez ya da savaşa giden kişinin ailesine hayırlı bir şekilde halef olmaz ise, Allah subhanehu onu kıyamet gününden önce bir kıyamete uğratır!”

İbni Mace 2762, Ebu Davud 2503

(20) Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Bir kavim cihadı terk ederse, mutlaka Allah onların umumuna azap eder!”

Taberani, Tergib ve Terhib 3/246

Dini Durum Sözleri Kısa, Dini Durum Sözleri Anlamlı, Dini Durum Sözleri Whatsapp, Dini Durum Sözleri İndir, Dini Durum Sözleri Aşk, Dini Statuslar
Hesaplarımızdan Takip Ederek Bize Destek Olunuz
Sizinde Aklınızda Güzel Sözler Varsa Yoruma Yazıp Diğer Kullanıcılarımızla Paylaşabilirsiniz.
Yorumlar