En Güzel Feryat Sözleri Mesajları
Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki, şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım. (Hz. Mevlana)
Bir gecenin kör kuyusunda kalbimi elime aldım, sadece sana feryadım sadece sana beddualarım canımı aldın kalbimi parçaladın.
Ve bir gün kalem diyecek ki; Bu kadar yazdığın yeter! Artık çiz gitsin. (Bob Marley)
Bazen feryat etmek istiyorum yine görüyorum ki sesim kısılmış. (Ali Şeriati)
Yolun var mı ki, yoldaş bulamadım diye feryat ediyorsun? (Şems-i Tebrizi)
Gönül yarası dili susturur, gönlü feryat ettirir.
Ya gönlümü al seni sevmesin. Ya aklımı al seni düşünmesin.
Ya feryadımı duy gözlerimden hayali silinmesin ya da canımı al boş yere acı çekmesin.
Bugünlerde ölmeden toprağa gömülmüş, toprak altındaki tabut içerisinde feryat edip sesini duyurmaya çalışan biri gibiyim.
Kötümser “işler daha kötü olamaz” diye feryat ederken, iyimser ” olabilir, daha kötü de olabilir” dermiş. (Zülfü Livaneli)
İki ses melundur. Nimete kavuşunca mizmar, musibete maruz kalınca feryat. (Hadis-i Şerif)
Sen, bu kapıdan kendi kusurun yüzünden mahrum kaldın, kimden ağlıyor, neden feryat ediyorsun? (Hafız-ı Şirazi)
Ölüm cebimizde bize hep eşlik etmektedir, neden cahillerde feryatla karşılanır, ölüm neden böyle şaşkınlık yaratır? (Hz. Ali)
Bazen bana öyle geliyor ki bütün dünya, bütün hayat, her şey içimde feryat ediyor. (Jack London)
Sen ne diye feryat edip duruyorsun? Burası dünya, Cennet değil ki. (Hayati İnanç)
Aynı ülkenin, farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent…
İlk isyan hep sende başlardı, Cezasını çekmek hep bana kalırdı. (Can Yücel)
Rüzgâr, tozları havaya kaldırdığı zaman, tozlardan bir hayhuy sesi duyarsan bil ki, o tozda benim bir zerrem vardır; ağlayan, feryat eden odur. (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
Gecenin sessizliğinde kalbimi dinliyorum, nasılda feryat ediyor çığlık çığlığa.
Ağla bülbül, ağla ki; tam ağlanacak iş, tam feryat edilecek çağ. (Hafız-ı Şirazi)
Dostun sana düşmanlık eder, haset ve kinini dışarı vurursa senden yüz çevirdi diye feryat etme. Kendini ahmak ve bilgisiz hale düşürme. Allah’a şükret, yoksullara ekmek ver ki onun çuvalında eskimedin, yıpranmadın. Ebedi dostun Allah’tır. (Hz. Mevlana)
Yıkılıyor köprülerim, kırılıyor gönlüm. Her yer feryat figan. (Bahadır Yenişehirlioğlu)
Vaveyla; Çığlık. Feryat. Günümüzde sessizce atılanları da vardır.
İçin yanar ama gülümseyerek atılır. (Hikmet Anıl Öztekin)
Yolun var mı da, yoldaş bulamadım diye feryat ediyorsun?
Gönlüne erdin mi de, gönüldaşım nerede diye sızlanıyorsun?
Önce kendini bir bul bakalım.
Ayağında diken yarası olmayan, sinesine gül kokusu süremez. (Şems-i Tebrizi)
Sana değil bana değil kaderimize bu feryat…
Geçmiş olan dünden hiç yad etme, yarın da gelmemişken feryad etme, düşünme geleceği de geçmişi de, şimdi şen ol da yaşamı berbad etme. (Ömer Hayyam)
Her şey karşısında sessizce duruyorum, feryat ettiğim zamanlarda hiçbir şey olmadığını gördüm çünkü.
Bir gecenin kör kuyusunda kalbimi elime aldım, sadece sana feryadım sadece sana beddualarım canımı aldın kalbimi parçaladın.
Ve bir gün kalem diyecek ki; Bu kadar yazdığın yeter! Artık çiz gitsin. (Bob Marley)
Bazen feryat etmek istiyorum yine görüyorum ki sesim kısılmış. (Ali Şeriati)
Yolun var mı ki, yoldaş bulamadım diye feryat ediyorsun? (Şems-i Tebrizi)
Gönül yarası dili susturur, gönlü feryat ettirir.
Ya gönlümü al seni sevmesin. Ya aklımı al seni düşünmesin.
Ya feryadımı duy gözlerimden hayali silinmesin ya da canımı al boş yere acı çekmesin.
Bugünlerde ölmeden toprağa gömülmüş, toprak altındaki tabut içerisinde feryat edip sesini duyurmaya çalışan biri gibiyim.
Kötümser “işler daha kötü olamaz” diye feryat ederken, iyimser ” olabilir, daha kötü de olabilir” dermiş. (Zülfü Livaneli)
İki ses melundur. Nimete kavuşunca mizmar, musibete maruz kalınca feryat. (Hadis-i Şerif)
Sen, bu kapıdan kendi kusurun yüzünden mahrum kaldın, kimden ağlıyor, neden feryat ediyorsun? (Hafız-ı Şirazi)
Ölüm cebimizde bize hep eşlik etmektedir, neden cahillerde feryatla karşılanır, ölüm neden böyle şaşkınlık yaratır? (Hz. Ali)
Bazen bana öyle geliyor ki bütün dünya, bütün hayat, her şey içimde feryat ediyor. (Jack London)
Sen ne diye feryat edip duruyorsun? Burası dünya, Cennet değil ki. (Hayati İnanç)
Aynı ülkenin, farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent…
İlk isyan hep sende başlardı, Cezasını çekmek hep bana kalırdı. (Can Yücel)
Rüzgâr, tozları havaya kaldırdığı zaman, tozlardan bir hayhuy sesi duyarsan bil ki, o tozda benim bir zerrem vardır; ağlayan, feryat eden odur. (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
Gecenin sessizliğinde kalbimi dinliyorum, nasılda feryat ediyor çığlık çığlığa.
Ağla bülbül, ağla ki; tam ağlanacak iş, tam feryat edilecek çağ. (Hafız-ı Şirazi)
Dostun sana düşmanlık eder, haset ve kinini dışarı vurursa senden yüz çevirdi diye feryat etme. Kendini ahmak ve bilgisiz hale düşürme. Allah’a şükret, yoksullara ekmek ver ki onun çuvalında eskimedin, yıpranmadın. Ebedi dostun Allah’tır. (Hz. Mevlana)
Yıkılıyor köprülerim, kırılıyor gönlüm. Her yer feryat figan. (Bahadır Yenişehirlioğlu)
Vaveyla; Çığlık. Feryat. Günümüzde sessizce atılanları da vardır.
İçin yanar ama gülümseyerek atılır. (Hikmet Anıl Öztekin)
Yolun var mı da, yoldaş bulamadım diye feryat ediyorsun?
Gönlüne erdin mi de, gönüldaşım nerede diye sızlanıyorsun?
Önce kendini bir bul bakalım.
Ayağında diken yarası olmayan, sinesine gül kokusu süremez. (Şems-i Tebrizi)
Sana değil bana değil kaderimize bu feryat…
Geçmiş olan dünden hiç yad etme, yarın da gelmemişken feryad etme, düşünme geleceği de geçmişi de, şimdi şen ol da yaşamı berbad etme. (Ömer Hayyam)
Her şey karşısında sessizce duruyorum, feryat ettiğim zamanlarda hiçbir şey olmadığını gördüm çünkü.
Sizinde Aklınızda Güzel Sözler Varsa Yoruma Yazıp Diğer Kullanıcılarımızla Paylaşabilirsiniz.
Yorum Gönder
Bilgi Paylaştıkça Güzel Dir, Paylaşır Mısınız ?
Sayfamızı Değerlendirin